28 Temmuz 2008 Pazartesi

Patlama

Kin. Nefret. Küfür.

Okuyacağınız yazı bu çerçevede de geçebilirdi...

Geçtiğimiz akşam üstü (27.07.08 21:45) İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırı henüz sıcaklığını koruyor... Daha birkaç saat önce hayat dolu olan (dertleri de vardır şüphesiz) vatandaşlarımız artık yoklar!

Terör, bir insanlık suçudur!

Hiç bir koşulda, her kimi hedef alırsa alsın; hoş görülecek, haklılık payı aranacak bir yönü yoktur.

Politikalarını terör yoluyla yaymaya çalışan ya da belirli bir strateji dahilinde topluma korku ve bıkkınlık aşılamaya çalışan örgütlenmelerin, dünyanın hiç bir yerinde yandaş bulması mümkün değildir.

Meydana gelen olayların failleri, toplumun vicdanında hak ettiği cezayı almasının yanında, yakalanabildikleri takdirde medeni hukuğun izin verdiği en ağır ceza ile cezalandırılmaları beklenir.

Burada önemli bir bahis konusu; aklı başında hiç bir vatandaşımızın bu olaylar sonucunda politik görüşlerinde ya da bu oluşuma bakış açılarında bir iyileşme olamayacağına göre, geriye diğer argüman kalıyor: Korku.

Hayatından endişe ederek, korkarak, sinmiş bir şekilde yaşamaya başlamamalıyız sevgili dostlar...

İlk ihtimalin imkansızlığı yapanlar tarafından da bilinmekte. Dolayısıyla hedef ikinci amaca yönelmiş durumda. Lütfen yiten canları bu amaca hizmet eder hale getirmeyiniz.

Korkmayınız.

Öfkenizi kontrol etmeye çalışınız. Bu yaşananlar sizi, onların, toplumumuzun temsil ettiklerini iddia ettikleri kesiminden uzaklaştırmasın. Amaçlananlardan biri de budur. Böylece vatandaşlarımızı, kendilerini yalnız ve dışlanmış hissedecekleri için kendi yanlarına çekme çabası içine gireceklerdir. Onlara bu imkanı vermeyiniz.

Bugünden yaklaşık 6 ay önce, ilk anda yine terörist bir saldırı olduğu sanılan bir patlama daha yaşamıştık. Yine İstanbul'da ruhsatsız çalıştırılan bir patlayıcı madde deposundaki ardışık iki patlamada, ilkinin yarattığı şok ve merakla olay yerine toplanan çok sayıda vatandaşımız yüzünden, normalde olabileceğinden çok daha fazla bir kayıp meydana gelmişti...

Bugün yine benzeri bir şekilde, ama kalleşçe planlanmış bir düzenekte teröre çok sayıda kurban verdik.

Sebebi terörist bir saldırı da olsa, yine ülkemize özgü koşullarda oluşan iş kazaları ya da doğal afet de olsa, gerekli tıp ya da ilk yardım eğitiminiz yoksa, lütfen sadece ilgili güvenlik ya da sağlık birimlerini haberdar ediniz.

Bu birimlerin olay yerine zamanında ulaşmalarını sağlamak için trafikte gereksiz yoğunluk oluşturmayınız.

Olayla ilgili merakınızı gidermek için güvenlik güçlerinin, yetkililerin açıklamalarını medyadan takip etmeye çalışınız.

Olay yerine yakınsanız, size olağan dışı gelen en küçük ayrıntıyı, güvenlik güçlerine bildiriniz. Sizlerden gelecek küçük bilgi kırıntıları birleştiğinde önemli ip uçları haline gelebilir.

(155 Polis İmdat, 156 Jandarma İmdat, 110 Yangın İhbar, 112 Acil Ambulans hizmet numaraları, cep telefonlarınızdan da ek alan kodu gerekmeden direkt olarak arayabileceğiniz ücretsiz hizmetlerdir.)

Bugün yaşanan gibi büyük çaplı olaylarda, olay yerine yakınsanız, sağlık birimlerinin ihtiyacı olabilecek acil kan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için ilgili birimlere ulaşmaya çalışarak, ihtiyaç olup olmadığını öğrenmeye çalışınız.

Bir de meslektaşlarıma bir hatırlatma yapmak istiyorum.

Çoğu zaman toplumun haber alma özgürlüğüne verilen hizmet, amacını aşarak raiting aracı gibi de kullanılır olmaya başladı.

Habercilik ciddi etik kurallar çerçevesinde olmak zorundadır.

Benzeri olaylarda ilk haber veren olmak adına ham çekimleri, dijital maskeleme uygulamadan yayınlamak doğru bir yaklaşım değildir.

Hazırlanan haber metinlerinde, bu trafik kazası haberi de olabilir, dinleyeni irrite edici bir uslup kullanılmamalıdır.

Olay yerinden canlı yayın yapılırken, mekanda çalışan özel eğitimli görevlilerin deşifre olarak açık hedef haline gelmelerini sağlayacak detayda görüntüler ekrana yansıtılmamalıdır.

Buna benzer hatırladığım en can alıcı örnek, hava korsanları tarafından kaçırılan bir uçağa düzenlenmek üzere olan baskın harekatının görüntülerinin canlı yayınlanmasıydı. Neyse ki o olayda korsanlarda şans eseri bir tv alıcısının olamaması ile yapılan hazırlıklar farkedilmemiş, uçak yolcularının hayatı riske girmemişti...

Toparlamak gerekirse.

Duyarlı olmak tek başına yeterli olmuyor maalesef.

Güvenliğimizle ilgili konularda toplumsal bilincimizi oluşturmak ve geliştirmek için hepimize görevler düşüyor.

Lütfen sorumluluklarımızı iyi bir şekilde kavrayalım. Görevlerimizi elden geldiğince yerine getirelim.

Patlamaların toplumsal patlamalara dönüşmesine izin vermeyelim.

Yandaki "teröre karşı" linkinde yer alan eğitici spot filmleri mutlaka izleyiniz.

Mümkün olduğunca da çevrenizdekilere izletmeye gayret gösteriniz.

Böyle bir bilgiyi yaymaya çalışmak emin olun, "bu maili 8 kişiye gönderirsen şu olur" türünden çöp e-postalardan daha faydalı olacaktır.

Selamlar.