24 Ocak 2021 Pazar

eflatun

bir fikrin yok,

sevgime dair.


görmüyorsun göğün mavisini.

görmüyorsun göğün mavisini.


duyulmuyor,

yüreğimdeki sessiz kımızı nara.


eflatuna çalıyor aşk.


habersiz,

karşılıksız...

11 Ocak 2021 Pazartesi

WhatsApp Hakkında Yazmayanı Dövüyorlarmış

Tüm yazıyı okumak istemeyenler için 4 maddelik özet;

  • Meşhur söz var ya, "bir ürün/uygulama sana bedava geliyorsa, ürün sensin demektir".
  • Uygulamalar, içinde para edecek bir veri kırıntısı yoksa, ne paylaştığınızla ilgilenmez.
  • Tüm paylaşımlarının sonucunda, senin için çok katmanlı bir profil oluşur, kullanılacağı zamanı ve alanı bekler.
  • Veri saklamayan, işlemeyen ve satmayan uygulama, işin özünü anlamamış demektir ve zaman içinde kaybolur gider. Yani bunları istinasız hepsi yapar.


Konunun uzmanı değilim ama bu WhatsApp meselesine şöyle bir yorum getirebilirim.
Büyük veri denen şey gerçekten büyük.


Veri dendiği zaman ne anlamalıyız? Bilgisayarınızda notepadi açın, "merhaba dünya" yazın ve dosyayı kaydedin. Tebrikler, 14Kb büyüklüğünde bir veri oluşturdunuz.


İşin uzmanları diyor ki, "uygarlık tarihi boyunca yazılan çizilen söylenen her şeyi bir dosyaya yazdığınızı hayal edin; bugün, bir boeing 727, 12 saatlik uçuşunda bu dosya büyüklüğüne denk bir veri ortaya çıkartıyor"...


Tek başına belki de hiç bir işe yaramayacak olan bu veriler, örneğin (tamamen atıyorum) uçağın sağ kanadının 5. sektöründeki a73 grubu vidalardan 8.sinin metal yorgunluk seviyesi, %63 olsun.
Önceden yapılan analizler ışığında, bu sonuç, sağ kanadı koptuğu için meydana gelen uçak kazalarının, bir sebebi olarak değerlenirilirse, sorun çıkartacağı kesinleşen %70 metal yorgunluğu seviyesine ulaşana dek güvenli sayılıp yenisi ek maliyet getireceğinden, değiştirilmeden kullanılabilir.


%80'lere dayandığı halde hala kullanılmasına karar veren uçak firması ise kendi riskini almış olur.

Veri paylaşımı, kişilerin kim olduğundan ayrı olarak, dolayısıyla içerik yani yazılan çizilenin ne olduğu ile ilegilenmeden; genel yönelimler, aramalar, satın almalar vb aksiyonların izlendiği bir sistemdir.


Bu değerlendirmeler ışığında, hiç bir zaman "Ahmet beye özel" bir geri dönüş yapılmaz. Ahmet bey, toplumun belki de %0,05'ini oluşturan bir profildir sadece. Aldığınız reklam e-postaları "Merhaba Adınız" şeklinde başlasa da, adınız da algoritmanın yerine koyduğu bir veridir sadece...


Genel kanının aksine, paylaşılan veriler arasındaki örneğin "büyük resim diyor ki, bunlar hep amerikanın işleri" gibi bir mesaj, devletlerin değil "maket unsurlarının" kullanacağı analizin bir parçası olarak değerlendirilir.


Sizi siyasi profil olarak bir yerlere yerleştirir ama asıl ilgilendiği satın alma davranışlarınızdır.
Siyasi profiliniz, para akışını ilgilendirdiği kadarıyla bir çarpan olarak kalır ama çoğunlukla belki bir seçim zamanı değerlendirilmek üzere bir kenarda tutulur. 


Zaten o dönemlerde de bireysel olarak değil, toplumsal eğilimler olarak, verinin kendisi de değil ama analizinin sonucu paylaşılır (satılır yani).


Reklamın özünde olduğu gibi, yani tıpkı bir market ürününden diğerine geçiş yapacak tercihinizin oluşturulması gibi, siyasi tercihinizin değiştirilmesi için birileri para verdiyse, sizin tercihinizi değiştirmek üzere planlanmış bir akışla karşılaşabilirsiniz.


Bir kraker markası için yapacağınız tercihin yönlendirilmesiyle bir siyasi parti için yapacağınız seçimin yönlendirilmesi arasında uygulanan yöntemlerin değişik olması dışında hiç bir fark yoktur.
Yasaklanabilir bir kraker markası söz konusuysa, ve bu marka eğer piyasada kalmak için yeterli bütçe ayırırsa, kendisini yasaklamayacak bir hükümet kurulması için aynı enstrümanları kullanabilir.

Eee, ne yapacağız WhatsApp'ı? Dursun. Sizilik bir durum yok...

Beri yandan, konumuz değil ama "yasakçı" bir hükümet başkanı mesela, doğrudan mecranın kendisi tarafından "bedavadan" "yasaklanabiliyor" :) Böyle bir düzlemdeyiz...

Bütün bunlar kafa karıştırıcı gibi görünse de, aslında davranışlarımızla bir istatistiğin bir bölümünü oluşturuyoruz.

Ve bu istatistik verileri satılıyor.

Bu.