30 Temmuz 2008 Çarşamba

Şimdi Ne Olacak?

Devletimizin bürokratik kurumları işlerini her zaman olması gerektiği şekliyle yapıyorlar.

Kapatma davasında, öncesi, sırası ve sonrasıyla son derece hassas bir dönemi geride bıraktık.

Dava sonuçları, geçmişte olduğu gibi radikal bir kesimi temsil eden bir azınlık partisini değil, ekonomik, sosyal yönleriyle, ülkeye hükmetmekte olan bir partinin durumunu, dolayısıyla da yokluğunda oluşturacağı boşluğun, yaratacağı düzensizliği derinden etkileyecek bir konu...

Ak Parti iktidara gelirken toplumumuzun tercihlerini birinci planda etkileyen faktörlerle, partinin genel çizgisinin yansıttığı siyaset yönelimi aynı değildir.

Bu yüzden, bugün alınan karar hem partiye hem de topluma bir ihtar niteliğindedir.

Partiye, kendisini mahkemeye taşıyan süreçte yaşananların birer suç olduğunu işaret etmiş ve tekrar yapmaması için yasal çerçevelerde bir ceza verilmiştir. Topluma da tercihlerini ortaya koyarken bütün alternatifleri her yönüyle iyi değerlendirdikten sonra karar vermesi yönünde yapılmıştır bu uyarı.

Demokratik katılım süreçlerinde bizlere düşen de kısa dönemde istikrarı sağlamak adına statükoyu korumaktan ziyade alternatif olacak programların etrafında toplanmaktır.

Realitede ortada bugün itibariyle bir alternatif görünmüyor da olabilir. Siyasi partilere baskı uygulayarak onları alternatif olmaya zorlayacak olanlar da yine bizleriz.

Öte yandan gözden kaçırılmaması gereken bir konu daha var. Mevcut hukuk çerçevesinde olabilecek en ağır ikinci ceza uygulanmış olmakla birlikte, söz konusu yapılanmanın (partinin ve onun arka bahçesinin) ekonomik kaynağı sadece hazine yardımı değildir.

Siyasi partiler neticede birer marka ya da ticari birer kuruluş değildir. Olması gerektiği haliyle, toplumun faydasına hizmet etmek için yine toplumun itici gücünü arkasına almış, kendini buna adamış insanların bir araya gelmesiyle oluşmuş topluluklardır.

Bu yüzden iktidar yarışında galip gelen bir oluşumun, yolda aldığı desteğin diyet borcunu ödemek için yolsuzluklara varan uygulamalardan uzak kalması için belli kriterlere uygunluğu geçekleştikten sonra hazineden yardım almaları gereklidir de zaten...

Ancak sorun bu yardımın mecliste grubu bulunmayan partilere nasıl aktarılması gerektiği noktasında kilitlenmekte. Her önüne gelenin bir parti kurmasına nasıl engel olacaksınız?..

Bunu niçin toplumsal ahlakın belli bir noktada olması lazım gelir ki örnek olacaksa en ileri sayılan batı ülkelerinde dahi bu durum mümkün görünmüyor.

Öyleyse siyasi partilerin ürettikleri politikaları denetleyecek ve takipçisi olacak sosyal örgütlenmelere ihtiyaç vardır.

Meslek odaları ya da daha ötesinde bireyler, kendileriyle ilgili konularda yapıcı tutum sergileyen partilere destek olacak.

Futbol takımı tutar gibi parti tutulmayacak.

Toplum, varlığını 5 yılda bir değil her an gösterecek.

Sorumluluk da görev de tüm katmanlarda paylaşılacak.

Geleceğe daha güvenli bakabilmek, şimdi çok yönlü düşünüp karar verebilmekten geçiyor.

Selamlar.