28 Ocak 2018 Pazar

49

Ehheehehe yok, delilikle ilgili değil. Sayılır aslında ama o 46...

Tarih yok. Babamı askeri hastanede ziyarete gitmişiz. Yok hasta değil, orada çalışıyor. Doktor. Muhtemelen annem sefer tasıyla öğle yemeğini getirmiş. Babam sabah unuttuysa demek...

1973 Gece lambasının düğmesini ben de tamir edebilirim dediğim anda kendimi karşı duvarda bulmam. Ayılınca tabi...

1974 Kırmızı abla'yı (yaşıtız aslında) görmeye bahane olsun diye, sela verildikten sonra komşu doktora baş sağlığına gidişim. "Ne ilgimiz var oğlum" diye sorulduğunda da, "e mutlaka hastalarınızdan biridir" demem...

1975 Evimizin bulunduğu binanın kazan dairesinde, ilk öpücük... Adı bende saklı :)

1975 İlkokul, ilk trafik kazası, kabakulak...

1975 Dedem öldü, babam ağladı.

1976 Yazlığın elektriği henüz bağlanmamış ya da kesinti var, balkonun üstü de daha kamış ve sarmaşıkla kapanmamış, yıldızları izliyoruz ailecek. Babam gösteriyor, bu büyük ayı, bu küçük ayı... Birazdan yürüyüşe çıkıyoruz, köşeyi döner dönmez ağlamaya başlıyorum. Eve dönelim ayılar var...

1976 Annem balkonda katatonik durumda. Sonra bir anda arabaya binip yazlığa gidiyor. Kışın. Babamla biz de taksiyle peşinden... Neler oluyor?..

1976 Umudumuz Karaoğlan. Annem köy gezilerinde. Uyumak için arabanın arka camının hemen önünü seçmiştim. Koca arka koltuk dururken.

1976 Çarpım tablosu, aslında kolay ama bana gösterildiği haliyle çok zor. Disleksinin adı konmamış demek daha...

1977 "Misjo", ablam olur, ben de pisjo... Onun gibi resim yapabilecek miyim bilmiyorum.

1978 Biriktirdiğim parayla bakkaldan aldığım sakızları 50 kuruş daha ucuza satıyorum. Sakız piyasasını ele geçirince fiyatları ben belirleyeceğim çünkü...

1978 Maraş... İlk günlüğüme yazdıklarımı annem misafirlere gösteriyor... Kardeş kardeşi öldürüyor yazmışım çünkü...

1978 2. MC hükümetiyle ilgili haberleri rahat dilemek için beni odama kilitliyorlar, e benim de dışarı çıkmam lazım, 2. kat balkonundan fena düşüyorum.

1978 PTT'nin filateli klubüne üyeyim.

1978 Abim (ağabey yazmayı biliyorum ama sevmiyorum) İstanbul'dan geldi! Nasıl özlediysem, kapıda üstüne atladım. Zar zor taşıdı ama taşıdı :)

1979 Biz İstanbul'a gittik. İlk günün ilk yarısında o kadar yürümüşüm ki, akşam üstü uyuyup uyandığımda sabah olanları bir gün önce yaşamışım gibi hatırlıyorum.

1979 Arabada abimi bekliyorum, radyoda İran devrimi haberleri.

1979 Babam çok uğraşarak bağladığı uzatma kablosu olması gerektiğinden çok uzun olduğunda, yeniden kesip bağlamaya üşeniyor, kendine de kızıyor ölçmeden yaptığı için. "E kabloyu etrafına dola" diyorum, bir süre verdiğim bu fikri eve gelen herkese gösteriyor gururla...

1979 Babam bir japonla geldi eve :) Adam otostopla dünyayı dolaşıyormuş, yoksa bisiklet miydi?.. Giderken bize 1964 Tokyo Olimpiyatları'nın hatıra parasından hediye etmişti. Nerede şimdi kim bilir.

1979 Polonyalılardan alınan alınan radyonun FM frekansı dar olduğu için TRT3 dinleyemiyorum ama Yunan radyoları da güzel.

1980 Yazlıkta yakın komşumuz Sihirbaz'ın kızlarıyla güzel vakit geçiriyoruz. Büyük olanı gitar çalıyor, ben de flüt.

1980 Yazlıkta yan komşunun oğlu ile karar veriyoruz. Marketten aldığımız kullan at tıraş bıçaklarıyla bir berber dükkanı açarsak, kazandıklarımızla seneye diskoyu işletecek parayı biriktirebiliriz. 

1980 Yazlıkta tuhaf şeyler de oluyor. Asker yönetime el koymuş. Babam da emekli asker, havalı bir şey olacak galiba...

1981 Yaptığım bir resmi öğretmenime anlatıyorum, yarışmaya sokuyor, ilçe çapında 3. oluyorum.

1982 Boş zamanlarımın tamamını plakçıda geçiriyorum. Arkadaşlarıma karışık yabancı kasetler hazırlıyorum. "Eye of the tiger" tam bir klasik olacak diye düşünüyorum.

1982 Sırf  ET filmini izlemek üzere tek başıma İstanbul'a gidiyorum. Aynı günün akşamı dönmek üzere...

1982 Yazlığın balkonunda babamın harçlık vermesini bekliyorum. Parayı yere atıyor. Verdiği parayı en azından eğilip yerden alarak hak etmem için :)

1983 Yazlıkta o kadar çok misafirimiz var ki, bir grup uyumak için sabaha kadar taş oynuyor, yatakların boşalmasını beklemek için.

1983 Evin dışında da walkmanden müzik dinlediğim için, beni kulaklıkla görenlerden babama "geçmiş olsun sizin oğlan işitme zorluğu çekiyor galiba" diye ziyarete gelenler var.

1984 Babamın kıyafetlerini ıvır zıvırla doldurup annemin takma saçını koyduğu köpük büstü de kafa olarak kullanıp yaptığım adam boyu kuklayı gece geç saatte gelip salonda oturur vaziyette bulunca annemin fenalık geçirmesi.

1984 Selanik Pasajı'ndan demonte aldığım FM radyo vericisi kitiyle yaptığım radyo istasyonu ile evden yayınladığım kasetleri okuldan dinleyebiliyorum :)

1984 Zülfü Livaneli konseri için İzmir kaçamağı, gecelediğim arkadaşımın arkadaşının evinde Borodin'in Poloveç Dansları ile tanışmam... Evde bu kadar yüksek sesle müzik dinlenebiliyormuş demek ki...

1985 Sihirbazın küçük kızıyla çok yakınız. Bütün günümüz birlikte geçiyor. O kitap okuyor, ben de dinliyorum. Kış zamanı da her gün aps ile gönderilen mektuplarla geçiyor...

1985 16'mdayım ama 17 dergisi alabilirim artık... Erkekçe'ye daha var...

1985 Aynı anda 6-7 kitap okuyorum. Birinden sıkılınca diğerine...

1985 İlk şiirim Cumhuriyet Kitap Klubü Dergisi'nde yayınlanıyor.

1986 Tübitak Liseler Arası Kimya Yarışması için Ankara'ya giden ekipte ben de varım. Projelerimiz 2. ve 3. oluyor.

1986 Tercih listene sadece Boğaziçi Üniversitesi bölümleri yazarsan açıkta kalırsın tabi :)

1987 Dershane için İzmir'deyim. Göztepe'de 2 arkadaşla ev kiralıyorum. Hafta sonları çamaşır yıkamak ve ev yemeği yemek üzere Edremit'e yolculuklar. Gergedan Dergisi, güzel kitaplar, güzel müzikler. Çevredeki inşaatlardan toplanan tahtalarla yakılan soba. Elde kahve fincanıyla gidilen sinema seansları. Fırından çıkar çıkmaz alınan simit ve tabi ki boyoz.

1987 İzmir'den toplaşan yaklaşık 20 kişilik bir arkadaş grubuyla İstanbul Caz Festivali seyehati. Gidiş pulman tarifesi Truva Vapuru'yla. Sabah erken saatte Midilli açıklarında sislerin arasında yanından geçtiğimiz katamaran hala gözümün önünde.

1988 Babama hasta gönderen başka bir doktor arkadaşından gelen nottaki yazı "Bilkent"...

1989 Ankara'da Tunalı Hilmi caddesinin bir üst paralelinde oturuyorum. Haliyle çişi gelen bizde...

1990 O bar senin bu bar benim...

1991 - 1995 Bu aradan tek hatırlamak istediğim büyük oğlum...

1996 Kullanacak kimse olmadığı için çalıştığım tv kanalında bir kenarda duran AVID MC sisteminin kullanım kılavuzunu okuyup ilk operatörü oluşum.

1997 Her! Şey! Vatan! İçin!

1999 Tek tesellim babam depremden önce aramızdan ayrıldı da o kabusu yaşamadı...

2000 "İnternette tanıştılar, 8 ay sonra evlendiler" haberinde anlatılan bizdik :)

2004 Haberini aldığımda kocaman bir dolunay vardı. İsminde ay da geçsin diye düşünmüştük ama egelilik ve deniz ağır bastı. Küçük oğlumun adını koyarken.

2006 Artık hiç bir yere bağlı değilim. Serbest çalışıyorum. İyi mi ettim kötü mü ettim, bilemiyorum ama şikayetçi değilim :)

Bu liste uzar gider... Son dönemdeki boşlukları da zilyon tane film ve sair dijital medya işleri doldurdu. Unutmayı tercih ettiğim şeyler de olmadı değil.

49 olmama 48 saat kala, birden bunlar geçti aklımdan. Ölcem mi lan yoksa :) Yok be! Hiç niyetim yok :) Daha yapacak çok şey var... Ama takdir Allah'ın şüphesiz.

Sevgiler.