18 Haziran 2013 Salı

21. GÜN

Dostlarım bugün 21. gün. Uzmanı değilim ama çok önemli bir psikolojik eşik olduğunu söyleyebilirim.

Sürekli tekrarlanan herhangi bir şeyin, "alışkanlığa" kolaylıkla dönüşebildiği bir zaman dilimi. Örneğin sigarayı bırakmayı başaranların, 3. haftadan sonra kararlı devam ettiklerinde sigaraya karşı daha fazla direnç kazandıkları bir noktadır, başından geçen hatırlayacaktır.

Bünyeden bünyeye değişiklik göstermekle birlikte, ortalama bir süre bu tabi ki...

Neden altını çiziyorum?

Bugün kendinizi çok uzun zamandır aynı ortamın içindeymiş gibi, yani olanlar "normalmiş" gibi hissederken bulabilirsiniz. Hatta sıkıldığınızı bile hissedebilirsiniz...

Hayır arkadaşlar olan biten "normal" değil!

Bu şiddet, bu aymazlık, bu saçmalık normal değil.

Daha önce çArşıyı bu kadar sevmiyorduk. Duran adama rahatlıkla deli galiba diye bakardık. Her güne bir göz kaybetmemiştik. Birkaçımız daha hayattaydı...

Unutmayın. Bazı insanlar bizi "hiç" sevmedi... Çok rahat, en az 10 tane gayet mantıklı senaryo yazabilirim bu yaşananlar hakkında.

Ama hayır. Gerek yok...

Bakınız mizah, üretilmesi için de ortalamanın üzerinde bir zeka gerektirir, mesajın alınması için de... Başından beri alanlardaki insan sayısı kadar mizah unsuruyla karşılaştık hep. Ve her geçen dakika bunlara, öncekileri katlayarak üzerine çıkan yenileri eklendi. Yani akıllı insanlarız...

Şimdi akıl ile hareket etme zamanı.

Yuh artık bu maskaralık da olmaz kimse inanmaz buna dediğimiz molotoflu taksim piyesinin uygulandığı günden beri, 200 TV kanalımız olduğunu var sayarsak, 197'sinden alenen penguen yayını yapılmaya devam ediyor.

Nasıl ki 25 liraya satın aldığımız deterjan için tercihimizi yönlendirmek üzere bir "akıl çelici" ordusu çalışıyorsa ve bizler de zömatiğin hayatımızda yepyeni ufuklar açacağına inanıyorsak, bana inanın, kıyafetinden kılına kadar "terzi dikimi" bir algı yönetimiyle karşı karşıyayız...

Bu dediğim piyesten bu yana ayrıca bir de gezi direnişi, şiddet sarmalında eritilip sıcak servis yapılıyor. Bu noktadan sonra, zaten sonuç vermeyecek olan seçilmiş temsilcilerin gak gukları da kesildikten sonra, dışarıda yediğimiz gazla, kısılan sesimiz, bozulan moralimizle kalırız...

Öte yandan, polisimiz gerçekten çok yoruldu artık. Her ne kadar yedek kuvvetlerin de devreye alınma ihtimali de olsa, bunu hiç kimse "aman çocuklar yorgun, bellerindeki şeyi kullanmadan zindesiyle değiştirelim" diye yapmadığı gibi, takip ediyorsanız, koru üfleyenler de var...

Gelin biz bunu böyle yapmayalım.

İtirazı olup hala sokaklarda kalan arkadaşlarımızdan başlayarak, durumu izah edip, konuşarak +1 şeklinde ilerleyelim.

İnsanlar "hala" bir gözleri saatte, 21:00 olmasını bekleyip balkonlara çıkıyor. Yalnız, bir şeyi hatırlatayım. Bir önceki balkon itirazları ne kadar sürmüştü? Ya da Susurluk olayı, "aa bak halkımız çok rahatsız oldu, en iyisi çözelim biz bunu" mu dedi birileri... Ya da halen aydınlığa kavuşmuş bir karanlık göreniniz var mı?..

İnsanlarımıza nelere, neden itiraz ettiğimizi bir bir anlatmamız gerekiyor. Aklın yolu birdir. Elbet içlerinden kendi özgür iradeleriyle daha iyiyi tercih edecekler olacaktır.

Ki buna "demokrasi" diyoruz...

Sevgiler.