Bizde spor ve futbol özdeşleştiği için böyle söylüyorum, keşke siyasetçilerimiz de gerekli durumlarda spor yöneticilerimiz gibi istifa etmeyi bilseler...
Oysa bizim siyasetçilerimiz istifade etmeyi tercih ediyorlar.
Hatırlayan var mı? Bir Erdal İnönü geçti Türk siyaset hayatından... Kendi adıma, güler yüzü, alışılmışın dışında tepkileri ve kocaman eliyle selam vermesi yer etmiş zihnimde. Bağlı kadrolarının da partiye gönül verenlerin de tam anlam veremediği davranışlarından biri de gerekli gördüğünde istifa etmeyi bilmesiydi merhumu diğerlerinden ayıran...
Bu durumu, benden bu kadar, sıkıştığımda giderim vb. algılamamak lazım. Belki komik bir benzetme olacak ama, filmlerde sıkça şahit olduğumuz bir durumu hatırlatmak istiyorum. "Kardeşinle ilgili davaya bakamazsın", "rozetinle silahını soruşturma bitene kadar teslim etmen gerekiyor"... Bu sözlerin altında, normalde uysalar da uymasalar da Amerikan film endüstrisinin ihraç ettiği bazı değerler var. Baktığınız zaman da gayet makul görünüyor.
Mesele esas itibariyle, adli olsun olmasın, süre giden bir araştırmanın içinde taraf olabilecek kişilerin, yapılan araştırmayı etki edemeyecekleri bir pozisyona getirmek. Bu konuda yorum, lobi faaliyeti vs gibi etkilerinden uzaklaştırmak.
Tıpkı ileri örneklerinde, delilleri karartma ve kaçma şüphelerinden dolayı "zanlı"ların göz altında tutulabilmesi gibi...
Bizde durum nedir?
Bırakınız istifa etmesini, görevine ara verilmesini, haklarında açılmak üzere bekleyen araştırma, soruşturma, dava bulunan siyasetçilerimiz var. Neyi bekliyor? Milletvekilliklerinin sona ermesini... Neden? Dokunulmazlıkları var...
Dokunulmazlık ne işe yarar? Siyaset yapanların, yani senin benim adıma toplumun ihtiyaçlarını ayrım gözetmeksizin yerine getirmek için, yasal çerçeveler içinde fikir üreten, eylem planlayan ve bu eylemleri uygulamaya koyan kişilerin, "görevlerini" aksatmadan yapabilmeleri için, karşılaşabilecekleri hukuki problemleri ötelemeye...
Bütün hukuki problemleri mi?
Maalesef kuvvetler ayrılığının kurgusu doğru yapılandırılmadığı için, aslında olmaması gerekirken, tıpkı maaşlarını da başka hiç bir sektörde olamadığı şekilde kendilerinin belirleyebilmesinde olduğu gibi, cezai yaptırımlar konusunda da karar merkezi olarak kendilerinden başka bir makam olmamasından dolayı; EVET!
Örnekse, yılda bilmem şu kadar kez el kaldırmak için oturumlara katılmaktan başka bir fonksiyonu olmayan bir kişi, bir trafik kazası yapar da birinin ölümüne sebebiyet verirse, bir sonraki seçimlerde seçilemeyene kadar beklenmesi gerekiyor... Tabi hayal gücünüzü zorlayan "suç" unsurları söz konusu olunca, "ölüme sebebiyet vermek" bile masum kalabiliyor...
Baştan beri siyasetçi diyerek genelleme yapıyorum değil mi? Herhangi bir siyasi partiye yönelik yazmadım yani... Bu da düşündürücü...
"Daha sonra tekrar gelebilmek için şimdi gidiyoruz". Kimin söylediğini bilmiyorum ama bugün çalışırken açık duran haber kanalında spor haberleri verilirken kulağımda kalan bu...
Sevgiler.